Dünya ölçeğinde tarımda söz sahibi olmak için…

 

Dünya ölçeğinde tarımda söz sahibi olmak için, sadece ülke topraklarımızda üretim yapmak yeterli değildir.

Bu sözü söylerken, topraklarımızın suyumu çıktıda başka yerde tarım arazisi ile ilgileniyoruz diye hayıflanacak çok fazla insanımız var!

Öncelikle, bazı örnekler vererek ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım; eminim ki okuyan insanlarımızın birçoğu (özellikle yabancı kaynakları), Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Japonya, Güney Kore ve hangi ülke yada kişiye ait olduğu belli olmayan! Hedge fonların hedefinde, önümüzdeki geçmiş on yıldan başlayıp gelecek on yıl içerisinde, Dünya tarımının daha iyi kontrol etme arzusu bulunmaktadır.

Atlantis Center Pivot-2013

Atlantis Center Pivot-2013

Bu arzuyu gerçekleştirmek adına çoktan tarım arazileri üzerine farklı adlarla yatırım yapmaya başlamış durumdadırlar. Bunlara örnek olarak, Çin Halk Cumhuriyeti’nin, Suudi Arabistan ve BAE’nin  Orta ve Kuzey Afrika Ülkeleri’n de çok ciddi boyuttaki işlenmeyen ama çok verimli tarım arazilerini kiraladıklarını görmekteyiz. Bunlara ek olarak özellikle, Ukrayna, Moğolistan, Güney Amerika, tüm Orta Afrika ve Kuzey Afrika’da ve Güney Amerikada milyonlarca hektar arazi değişik şekilde kiralandı yada sahiplenildi. Birleşmiş Milletler verilerine göre otuz milyon hektar arazi el değiştirdi. Birde siz bunun buzdağının görünen tarafı olduğunu düşünün(Birleşmiş Milletler verileri ne kadar güncel olduğu bilinmiyor yada gerçeği tam olarak yansıtamıyor!).

Peki neden;

1-Çin ve Hindistan nüfusu kontrolsüzce büyüyor, Hindistan’ın Nüfusunun Çin nüfusunun 10 yıl içinde geçmesi bekleniyor!

2-Tarımda dikey büyüme birçok sağlık problemlerini de ortaya çıkartmaya başladı, GDO lu ürünlerin zararları tam olarak bilinmiyor, önümüzdeki 10-15 yıl içinde zararları ortaya çıkacaktır.

3-Gelişmiş ülkelerdeki tarım arazilerinin , ıslah ve verimlilik geliştirilmesinin sonuna yaklaşıldı,

4-Ülkeler iklimsel faktörlerden dolayı, ihtiyaç duydukları tüm ürünleri üretememektedir,

5-Özelikle, dünya ticaretinde stratejik olarak yer alan buğday, mısır, pirinç ve yağlık tohum bitkilerinin üretimini kontrol eden ülkelerin yeni üretim sahaları bulmaya yönelik agresif çalışmaları git gide artıyor

6-İklimsel değişikliklerin, verim üzerine etkisi ve bunun stratejik olarak değerlendirilerek kontrole edebilmek için farklı iklimsel kuşaklara üretimi taşıma hedefi ülkelerin yeni stratejileri haline gelmiştir.

7-Tarımın, artık  ülkelerin ,firmaların yada fon veya bankaların, karlı olarak gördükleri bir yatırıma dönüşmesi,

8- Dünya tarım ürünleri ticaretinde, nakliyenin önemi, bulunulan coğrafyaya göre değişiklik göstermektedir. Bu yüzden Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler Afrika Ülkeleri’ne yönelmişlerdir,

9- Gelişmiş ülkelerde, sulama suyu kaynaklarının kirlenmiş olması ve azalması,

10- Nüfusu fazla, ama tarım alanı az yada yeterli ışık ve su bulunmayan ülkelerin, sıcak iklim kuşaklarında yer alarak, tarımsal üretim kapasitelerini arttırmak istemeleri (ekvator kuşağında yer almak gibi)

Atlantis Center Pivot Ayçiçeği Sulaması-Sunflower-1

Atlantis Center Pivot Ayçiçeği Sulaması-Sunflower-1

ve bunlara benzer bir çok etmenin de olduğu değişimler, ülkelerin yeni tarım alanları açmalarına neden olmaktadır.

Biz ne yapmalıyız;

Öncelikle, bilinen ülke nüfusumuzun yakın bir gelecekte yüz milyonu bulacağını hepimiz tahmin etmekteyiz (nüfus artışları, etrafımızdaki savaşlardan göçler ve benzeri etmenler). O zaman bu nüfusu besleyebilmek için, ülkemizin sınırlı topraklarının dışında da tarım yapmamız gerekiyor.  Birçoğu, önce ülke tarımını düzeltelim sonra başka ülkelerde tarım yapmaya bakalım diyecektir. Buda doğrudur ama o zaman neden gelişmiş ülkeler yada çok büyük tarım arazilerine sahip olan Çin, Hindistan, ABD ve Avrupalı Ülkeler, başka ülkelerde tarım yapıyorlar.

Peki yapmazsak ne olur; öncelikle,  ülkemizde de stratejik ürünlerin fiyatları, dünyadaki piyasa fiyatlarıyla la belirlemektedir. Yani, tarımı yönetenlerin aldıkları kararlar bizi direkt olarak ilgilendirmektedir. Fiyatların artması, azalmasında kontrol edenlerden biri olmazsak kontrol edilen tarafta kalınması beklenen bir sonuç olacaktır. Bunu sağlayabilmenin ana yolu, Üretim kapasitesinin, sadece ülkemize yetecek kadar üretilmesi değil, dünya tarım ticaretinde aktif rol oynayabilecek şekilde yer almaktan geçmektedir. Bunun için ülke dışında tarım yapmamız da şart.

Bizim de ekilebilir ve sulanabilir tarım arazilerimiz kısıtlıdır. Özellikle, petrolden sonra en büyük ithalatımız yağlık tohumlarda gerçekleştirilmektedir. Resmi kaynaklara göre dört milyar Doları aşmış!

Şimdiye kadar, çözülememiş bu sorunu, ülkemizde yağlı tohum üreterek aşmak zor görünmektedir. Kaldı ki, her geçen yıl talep artmaktadır.

Hayvan yemi ihtiyacı;  ülkemizde hayvancılığın geliştirirken kendi ürettiğimiz yemi mutlaka kullanmalıyız. Et ve sütte, maliyetlerin azaltılması için bu gereklidir. Aksi, taktirde, dışardan sürekli olarak canlı yada cansız hayvan ithalatları yapılmak zorundadır. Bu durumun, ülke dışında da devlet kontrolünde yapılması zorunlu hale gelecektir.

Ülkemizin bulunduğu iklim kuşağında, çoğunlukla yılda ancak tek ürün üretimi mümkün olmaktadır. Bu ürünlerin temel ihtiyacı olan ışık, ikinci ürün için çok kısıtlıdır. Özellikle ekvator kuşağına yakın bölgelerde, üretim yapılarak iki ve hatta üç ürün elde edilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca, elde edilecek ürün miktarı da modern sulama sistemleri ve teknolojilerle artırılabilecektir.DSC01578

Ne kadar tarım arazisi satın alınacak yada kiralanacak; böyle bir öngörüde bulunmak zor olmakla beraber, diğer ülkelerin tarımda büyüme stratejileri dikkate alındığında  5,5-6 milyon hektar (yani 55-60 milyon dekar) tarım arazisini işletebilmek bizi stratejik bir noktanın kontrol edilmesi noktasına getirecektir.

Nerede kiralanmalıdır; burada birkaç öncelik vardır. Bunlardan birincisi, yakın gelecek için bize yakın coğrafyalar kullanılmalıdır. Ancak; önümüzdeki yüzyıl hedeflendiğinde, dünyanın her yerinde olmak gerekmektedir

İkinci olarak; nakliye probleminin ucuz olarak yapılabildiği (denizyolu), ülkelerden işe başlanmalıdır. Ülkemizin en önemli ve ucuz nakliye yolu denizlerimizdir. Bunun etkin kullanılacağı ülkelerde üretim yapmak, avantajımızı arttıracaktır.

Üçüncüsü; özellikle ilk olarak Afrika kıtasından başlanılmalıdır(güneşlenme ve su probleminin olmamasından dolayı).

Son olarak ta, ülkemizde başaramadığımız, üretim planlaması bizzat devlet tarafından yapılmalıdır. Yani ne üretileceği, devletin planlamasında olmalıdır. Son olarak yumurtaları aynı sepete koymamak adına, farklı iklim kuşaklarında olan ülkeler seçilerek oluşabilecek birçok risk en aza indirilmelidir.

Nasıl yapılacak; uzun yıllardır tarımda olan bir kişi olarak ve yurtdışı tecrübelerimden dolayı buna verebileceğim tek cevap, devlet eliyle olacaktır; çünkü, özellikle toprak satın almak yada kiralamak üzerine yapılan bir çok özel girişim başarısız olmuş ve bürokrasiye yenilmiştir. Sadece devlet eliyle yapıldığında kısa sürede ve güvenilir olacaktır. Yani devlet kiralayacak yada satın alacak sonrada ülke yatırımcısına kiralanacaktır.Atlantis center Pivot 7 span

Tamam ama nasıl işletilecek; burada yapılması gereken, öncelikle devlet eliyle kiralanan yada satın alınan bu topraklar; ülke çiftçisi yada yatırımcısına devletin üretileni satın alma garantisiyle ücretsiz verilmelidir. Neden ücretsiz verilmelidir dedim, bu araziler hali hazırda tarım yapılamayan ve hiçbir yatırımın yapılmadığı araziler olacaktır. İkinci olarak, mutlaka devlet eliyle üretim planlaması yapılması gereklidir. Öncelikle ülke içinde neye ihtiyacımız varsa onun üretimin yapılması gerekir.

 

Bir cevap yazın